Hala oynanan en eski tahta oyunu olan Go’nun temelleri 4000 yıl öncesine dayanır.
Bir efsaneye göre Çin imparatoru Yao (M.Ö 2357-2255) Go’yu, oğlu Dan Zhu’yu aydınlatmak, bilgeleştirmek için buldu. Başka fakat benzer bir efsaneye göre Shun (M.Ö. 2255-2205) Go’yu pek de parlak bir zekaya sahip olmayan oğlu Shang Jun’u eğitmek amacıyla buldu. Brittannica Ansiklopedisi’ne göre Go, Çin’de milattan önce 2306 yılında bulunmuş.
Bir oyun olmanın ötesinde Go, aslında hayatın ta kendisidir. Boş bir oyun tahtası üzerinde tamamen size ait kararlarla yaptığınız hiç bir hamlenin geri dönüşü yok. Ama ilk zamanlar kötü gibi görünen bir hamle bir süre sonra belki oyunu size kazandıracak hamledir ;)
Akıl oyunlarından bu sahneyi hatırlarsınız...
http://www.youtube.com/watch?v=9TApyjEGf7E
Go 19 yatay, 19 dikey çizgili kare şeklinde bir tahta üzerinde ince kenarlı mercek şeklindeki siyah ve beyaz taşlarla oynanan iki kişilik bir oyundur. Oyundaki amaç kendi taşlarınızla rakipten daha geniş alanlar oluşturmaktır.
Bunu yaparken tabi rakibiniz de aynı amaçla alanlar oluşturmaya başlayacak, ve oyunun ortalarınıa doğru birbirinizi de çevirmeye başladığınızı anlayacaksınız. (Go adı da aslında buradan gelmekte: Çevreleme) Çevrelenen taşlar esir düşmüş olacak, ölüm-kalım mücadeleleriyle, çarpışmalarla dolu bir oyuna başlamış olacaksınız.
Bunu yaparken tabi rakibiniz de aynı amaçla alanlar oluşturmaya başlayacak, ve oyunun ortalarınıa doğru birbirinizi de çevirmeye başladığınızı anlayacaksınız. (Go adı da aslında buradan gelmekte: Çevreleme) Çevrelenen taşlar esir düşmüş olacak, ölüm-kalım mücadeleleriyle, çarpışmalarla dolu bir oyuna başlamış olacaksınız.
Gelecek günlerde süreci sizinle paylaşacağım..